21 Kasım 2013 Perşembe

Napolı " o' vascio "

Napoli'de üniversite ögretimi gören bir arkadaşımızın Napoli kenti ile ilgili yazısını paylaşıyoruz.

Napoli macerasının ilk günlerini geçiren bir insanın, şüphesiz daha önce de değindiğim trafik, hasarlı arabalar vs dışında bir şey daha dikkatini çeker. Napoli'nin dar sokaklarında açık bir kapının önüne atılmış sandalyede oturup muhabbet eden insanlar ve sokaklarda oynayan çocuklar. İşin ilginç kısmı hani der gibi oldunuz biliyorum ama işin ilginci o kapıların neredeyse 7/24 açık olması.Çünkü bu evlerde dışarıya açılan kapı dışında evin ışık görebileceği ve havalandırılabileceği herhangi bir yer mevcut değil. İşte Napolitanlar buna " o' vascio" (o' vaşııo) diyorlar. İtalyanca da ise karşılığı "il basso" diye geçer ama tabi İtalyanlar il basso kelimesini bir müzik aleti olan bas için kullandıklarından kelimenin tam anlamını vermez. Türkçe tam karşılığı "alt, aşağı" dır ama tabi kullanıldığı haliyle alt kat daire gibi bir şey diyebiliriz.

"Vascio" lar Napoli'nin farklı bir şehir olmasını sağlayan başlıca etmenlerdendir. Çünkü sürekli olarak sokaklarda yaşayan insanlar birbirlerine o denli bağlıdırlar ki artık tüm mahalle bir aile gibidir. Sokaklarda bağıran insanlar ve Napolitan samimiyeti aslında bu dört duvar arasından sıkışıp kalan duygulardan kaynaklıdır. Buralarda yaşayan insanlar asıl Napolitandır da diyebiliriz bu nedenle. Şimdi efendim bu "vascio" larda oturan insanlar durumu gerçekten kötü olan insanlardır. Zaten düşünün dış kapısı haricinde hiç bir penceresi havalandırması olmayan bir evde nasıl bir insanın oturması beklenir ki? Hemen hemen hiç İtalyanca konuşmazlar her zaman bağırarak napolitanca konuşurlar. Anında tatlıya bağlanan izlemesi oldukça eğlenceli kavgalarıyla da meşhurdur bu "vascio" larla dolu dar sokaklar. Bizim kaba tabirle " mahalle karısı " diye nitelendirdiğimiz, Napolitanların da yine " vascio " dan türettikleri "vasciaola" kelimesiyle adlandırdıkları ablalar mükemmel bir zekanın ürünü fakat ağır derecede cinsel içerikli olduğundan yazmak istemediğim hakaretlerle bir anda saç baş kavgaya girişse de çok sürmeden aynı " vasciaola " ları, sokağı ortalayacak şekilde sokağın bir ucundan öbür ucuna uzanan çamaşır iplerine birlikte güle oynaya çamaşır astıklarını görmek gayet normaldir burada.

Yine küçük çocuklar bu "sistem" in vazgeçilmezi olarak ön plana çıkıyor. Zaten Napoli'de "scugnizzo" lar her zaman, her konuda ufaktan da olsa kendini gösteriyorlar. Genelde sokağı oyunlarının merkezi olarak kullanarak, sokakta şuursuzca top oynayarak, scooter dediğimiz ufak motorsikletlere veya ehliyet gerektirmeyen "la macchina cinquanta" kullanarak dar sokaklarda insanlara dehşet saçarak, bazen de kendinden yaşça hayli büyük birini, birlik olarak gasp ederek...


Vascio'lar büyk oranda şehir merkezlerinde bulunur. Hemen Napoli'nin en işlek cadde ve meydanlarının bir arka sokağı vascio'larla çevrilmiş dar sokaklarla doludur. Bunlardan hiç şüpesiz en ünlüleri Via Toledo ( ya da Napolitanların dediği şekilde Via Roma ) arkasındaki ' Quartieri Spagnoli' ( İspanyol mahallesi ) , bir diğeri ise Corso Umberto'ya paralel olarak uzanan, Piazza Garibaldi'ye kadar devam eden hırsızlık ve gasp gibi olaylarıyla meşhur, Forcella gibi mafya babası mekanı olan bir sokağı da bünyesinde barındıran Via dei Tribunali.

Bizim Napoli'de kaldığımız yurt yine Quartieri Spagnoli'nin de bir kısmını oluşturan Quartieri Montecalvario da "Vico Paradiso" yani "Cennet mahallesi" diye çevirebileceğimiz bir yerdeydi. Yurda gidebilmek için bol bol dar sokak gezer, vascio'lar arasında maceradan maceraya koşardık. Genelde yurda geç saatte geçerdim. 3 defa açık kapıdan çaktırmadan emekler vaziyette kaçarak sokakta tek başına duran bebeği evine teslim etmişliğim vardır. Düşünün saat geceyarısı denebilecek bir saatten bahsediyorum. İlginçliklerle dolu bir yerdir kesinlikle. Ayrıca ne zaman bunalsam Montesanto yanındaki sıra halinde dizili epey bir uzun sokağa gider insanların mutluluklarını görünce ben de mutlu olurdum. Ey gidi ey, yine Napoli özlemim hat safhaya ulaştı en iyisi burada bu konuyu kapatmak. :) 


13 Kasım 2013 Çarşamba

Bir şehirden fazlası...NAPOLI

İtalya’nın kuzeyi ile güneyi arasındaki farklar bizim ülkemizdeki batı ile doğu arasındaki farklar gibidir. İtalya’nın kuzeyi zengin, güneyi fakirdir. Kuzeydekiler ödedikleri vergilerin güneyye gitmesinden rahatsız olur. Mafya, uyuşturucu, yasadışı olaylar genellikle güney kökenlidir. Sanayi, gelişmişlik, moda, sanat ise hep kuzeyden gelir.

İşte Napoli birçok İtalyan için sınırdır. Güney ile kuzeyi ayıran. Napoli’den aşağısı fakir bölge varsayılır. Hatta snob italyanlara göre Napoli de güneyin bir parçasıdır. Yıllar öncesinde bir İtalyan arkadaşım Napoli’yle İstanbul’un çok benzer olduğunu söylemişti. Apartmanların pencerelerine gerili iplerde asılı rengarenk çamaşırlar, sokaklarda görülebilen çöpler ve kozmopolit yapısıyla İstanbul ve Napoli. 
Napoli, ayrıca pizzanın anavatanı olarak biliniyor. Domatesli hamura peynir katılarak yapılan ilk pizzanın burdan çıktığı söyleniyor.
Napoli’nin “eski şehir” bölgesi UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Bu bölgede dar sokaklar, el işi ustalarının dükkanları, balıkçılar bulunuyor. Şehrin en önemli mimarı yapılarından biri San Gennaro Katedrali.
İtalya’nın üçüncü büyük şehri olan Napoli’de ünlü yanardağ Vesuvio bulunuyor. Türkçede Vezüv yanardağı olarak bilinen dağın eteklerinde antik şehir Pompei bulunuyor.
Napoli’nin tam karşısında ise Capri adası bulunuyor. Ünlü insanların tercih ettiği, şarilerin hakkında şiirler yazdığı Capri Adası dünyanın en güzel adalarından biri olarak kabul ediliyor.
Capri’ye ülkemizden gitmek için önce Roma’ya uçmak gerekiyor. Sanıyorum direk Napoli’ye uçuş yok. Karayoluyla Roma- Napoli arası 2 saat sürüyor. Napoli kıyısından Capri ise yaklaşık 40 dakika sürüyor.
Capri’nin ilk hayranı onu M.Ö. 29 yılında ziyaret eden Roma imparatoru Augusto Cesare. Bu adadan o kadar etkilenmiş ki ada karşılığında Napoli şehri ve Ischia Adası’nın takas etmiş. Ernest Heingway ve Pablo Neruda gibi ünlü yazarlar da bir dönem bu adada yaşamış. Capri Adası’nın görülmesi gereken en önemli yerleri Faraglioni Kayalıkları, mavi mağara Grotta Azzurra ve Piazza Umberto meydanı.
Napoli halkının çok önemli bir özelligi mevcut;Dünya'nın neresinde olursa olsunlar ,kendilerine nerelisin diye soruldugunda İtalyan degil,Napoliliyiz diyorlar.Buda 800 yıl süren krallığının izlerinin hala sürdügünü göstermekte.